29 Haziran 2011 Çarşamba

Bir kişiyi ne ünlü yapar?




9-6 arası çalışanlar iyi bilir. Monotonlaşan hayatları içerisinde çevresindeki insanların kendilerine daha az saygı duymaya başladıklarını düşünürler. Ya da bir Lise öğrencisi 30 yaşına kadar adam yerine konulmayacağının bilincine ancak üniversiteyi bitirdiğinde varır. Nerede olursak olalım, hangi işi yaparsak yapalım akan giden dünyada her geçen saniye birilerinin arkasında kaldığımızı düşünmekten kendimizi alamayız.

Para, güç ve ihtiyaç duyulan sevginin arkasında şöhretin var olduğunu sanırız. Halbuki bu büyük bir yalandır.

Nobelli yazar Ernest Hemingway genç yaşlarda gördüğü ölümler sonrası bizon avcılığından, savaş muhabirliğine kadar cesaret isteyen her şeyi yapmış. İlginç olan Hemingway'in aklınıza gelebilecek her türde şeye sahip olması ve sınırsız yeteneğiyle girdiği her işte başarıya ulaşmış olması. Bütün bunlara rağmen Hemingway'i uçlarda dolaşan bir hayata iten ölümlü olduğunu hissetmesiymiş. En azından bir derginin yazarı öyle söylüyor.

Erkekler de tam da bu nedenle Andropoza girerler. Hayatın sonuna geldiklerini ve gençliklerini yaşayamadan öleceklerini hissederler. Gözlerini sonsuzluğa kapamadan önce biraz daha yaşamak, biraz daha kadın teni koklamak, biraz daha dar pantolonlar giymek, biraz daha cesaret sahibi olmak... Bütün bunları düzenli bir geliriniz olmadan arzu edemezsiniz, çünkü hala karnınızı doyurmakla ilgili olabilirsiniz ancak. Orta yaş bunalımına giren erkek de ünlü olmak istiyordur halbuki. Bilmediği Hemingway gibi sonunun intihar olabileceği...

Çevreme baktığımda ünlü olmak için can atan binlerce insan görüyorum. Önceleri tarih kitaplarında daha çok "kahraman olmak için ne gerekir?" sorularını görürdüm. Yer, zaman, akıl, eğitim, mekan ya da cinsiyetiniz? Bunlardan hangisi kahraman olmaya yeterdi ki acaba? Kitaplar bunlarla doludur.

Şimdi ise şöhret var elimizde. Ünlü olmak için ne gerekir? Ünlü olmak Seda Sayan, Nihat Doğan olmak değil, bir Okan Bayülgen, Sezen Aksu, Murathan Mungan ya da üniversitenizdeki popüler çocuk ve popüler kız olmak da demektir. Artık ünün iki yönü var, eğlendiklerimiz ve imrendiklerimiz. Kimileriniz bu başından beri öyledir diyecekler fakat buna katılamayacağım.

Ünlü olmak için hiçbir şeye ihtiyacınız yok arkadaşlar. Çünkü "ünlü" olanlar da bir şeye ihtiyaçları olmadan, kendi ayaklarıyla buraya geldikleri imajını yaymakta pek hevesliler. Ünlü olma halini bize propaganda eden kitaplar, dergiler, gazeteler, cemiyet haberleri, çok eğlendiğinizi sandığınız diziler. Bütün bunlar her şeyin daha kalifiye olduğu bir dünyanın yansımaları.

Yetenekli olan, yeteneksiz olandan daha mı üstündür? İyi espiriler yapan, konuşmakta zorlanan birinden daha mı yeğdir? Doğuştan yakışıklı olan bir erkek ya da çok güzel olan bir kız daha mı önemlidir? Bütün bunlara ahlaki ölçütlere dayanarak koca bir HAYIR diyen bizler, daha sonra koşa koşa yetenek, sanat, güzellik, pahalılık ve arzu nesneleriyle kutsallaştırdığımız kişilerin koynuna gireceğiz. Sezen Aksu'dan müzik dinlerken, özel taşlardan yapılmış purosuna tütün dolduran ya da çok beğendiği diziyi izleyen veyahut sevdiği bir yazarı okuyan her kişi bu durumu sürdürmeye devam edecek.

Belki de soru yanlış. Belki de problemli olan "ünün" ne olduğudur.

2 yorum:

  1. çok güzel yazmışsın ve konuyu çok iyi yorumlamışsın.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler, biraz geç gördüm ama...

    YanıtlaSil